İthal Kurbanlık

(neşe tuana’dan can sıkıntısı faslı fotoğrafı 😀 )



Haber bültenlerinde vücudu sumo güreş alanından çıkmış gibi görünen birkaç koyun, keçi ve inek gördüm, belli ki sulak yerde yetiştiklerinden değil, şişme iğnelerle büyütüldüklerinden öyle görünüyorlardı. Bir an için onları kesilmiş ve tabağıma yiyecek et olarak gelmiş gibi düşündüm;

Yok, yok.. sanki tabağımda, bildiğimiz şişko sumo güreşçisi vardı, sağa baktım sola baktım, tıpkı bıldırcını civciv diye düşünüp yemeden her zaman sofradan kalkığım gibi bu hayal sofrasından da irkilerek uyandım..

İşin açığı ben bu ithal olayına çok karşıyım. Ne yediği belirsiz hayvanların gıda olarak satışa getirilmesine karşıyım. Üstelik kendi topraklarımızda hayvan kıtlığı gibi bir durum da yok. İthal kurbanın etini soframa gönül rahatlığı ile koyamam. Nereden bileyim; domuz çiftliğinde beraber kalmadıklarını? (bu da işin düşünülecek dinsel kısmı) Ya da etinin hormon ilaçlarıyla şişirilmediğini.. Güvenebilir miyiz?

Ne kadar pahalı olursa olsun, ben yine kurban bayramı için ithal olmayan, kendi topraklarımızda yetişen kurbanlığı tercih edeceğim. Pahalı diye söyleniyoruz ama hayvancılık yapanların işi de hiç kolay değil. Bakımı, ilacı, iğnesi, emeği sonra uzak yerlerden taşıyıp getirilmesi derken.. bırakalım da üretici de emeğinin karşılığını alsın. Tabii ki bu konunun içinde fırsat düşkünleri de olacaktır, verilen emekten fazlasını almak isteyenler de.. Ama neden dini bayramımızda bile islami usullere göre yetiştirilmeyen hayvanları kurban olarak alalım ki? Diyanet İşleri ‘ithal kurban alabilirsiniz’ diye açıklama yapmış, herkes çağa ve ekonomik çıkarlara göre bir açıklama yapıyor..

Farkında mısınız;? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ithal kurbanlık hayvan ithal ediyor. Avustralya’dan 72 bin ithal kurbanlık gelmiş. Yani üstelik ithal edilen kurbanlıkların fiyatı da diğerlerinden farklı değil. Bakalım Kurban Bayramında gelişmeler nasıl seyir edecek?

İthal Kurbanlık